28 Ekim 2007 Pazar

fevri birkaç satır

.
.
.
.

ince bir sessizliğe gebedir yüreğim
çirkinliğe rehindir suretim

en büyük düşmanlarım kitaplar, birazdan bir seremoniyle haykıracaklar yüzüme; çirkinliğimi, yalnızlığımı duyuracaklar bana, acı bir alayla…

gitmeliyim, duvarlar kapanmadan üstüme, vakit kaybetmeden gitmeliyim, yoksa namluya bir mermi daha süreceğim, gez-göz-arpacık, belki de bu defa tutturacağım hedefi, tam ortasında gecenin, bir ölüm daha düşecek satırlara.


ya da;
en iyisi müzik dinlemek, belki de alıp götürecek beni, bu şizofren gölgemden uzaklara… bilgisayarın düğmesine dokunuyorum, hah işte buldum; lorenna mc kennit ( tango to evora, santiago, lullaby…)

dışarısı karanlık, dışarıya karışmak istemiyorum, biri durdursun beni, hey! oradaki, sen, hiç kimse, duymuyor musun beni? hiç kimse, gidiyorum, gidiyorum kitaplardan uzaklara, durdur beni, hadi gitme de…

pencereler karanlık, uykuda kent, sessiz, rüzgar da yok, sadece bir ugultu ummanı, vicdanımın haykırışları bunlar, parçalanıyor vicdanım… koşuyorum, koşuyorum, nereye koşuyorum, ne yapmak için koşuyorum, kentin ışıkları gözlerime vuruyor, gözlerimin içi acıyor. o hala takipte, yakalayacak birazdan beni, patlayacak yüzümde, yarın daha da çirkinleşmiş olacağım... yenilgim şahene çirkinliğime çirkinlik katacak…

yüzüm pus tuttu
karanlık buz kesti
içime batıyor
aydınlık eriyor

dağıldım her bir yanına kentin. can çekişen kaldırımlardan cesedimi topluyorum, kirli birkaç satırla düğümlenmiş şiirler iz düşüyorum gecenin karanlığına.

kurduğum cümleler anlamsız, yürüdüğüm satırlar karanlık, dışarısı daha da karanlık, dışarıya karışmak istemiyorum. anlamıyorum, anlayamıyorum, anlatamıyorum, söylediğim her söz yanlış adrese gidiyor, gayya kuyusu bu olsa gerek...

sanrılarımın oyunu: çelişkili bir kadavra


karanlıkta el yordamıyla
metayla sevişir
geceden sabaha kadar
istanbul
viskozitesi düşük
yüksek aderanslı acılar büyütür içimde
cüzzamlı ruhlar sarmışken bedenimi
gölgeler dolanıp dolanıp kucağına oturuyor gerçeğin
son ışık kırıntısı da kayboluyor yavaş yavaş...